fbpx

Ürdün’e Yolculuğumuz!

Ürdün’e yapmış olduğumuz yolculuğumuzu özetlemeye başlamadan önce Rahma Austria derneğine ve bağışta bulunan herkese teşekkür ediyorum.
Çok güzel Projelere imza atan ve dünyanın birçok bölgesinde aktiv olarak yardımlarda bulunan bu yardım kuruluşunu tebrik ediyor ve mazlumlara umut olmaya devam etmesini ümit ediyorum.

Kış yardımlarını ulaştırmaya gittiğimiz Ürdün’de bir milyonu aşkın Suriyeli mülteci yaşadığı söyleniyor. Bu mültecilerin çoğunluğu Suriye sınırına yakın bölgelerde kurulan çadır kamplarda yaşıyor. En büyük mülteci kampı 150 bin mülteciyi barındırmış fakat Avrupaya olan göçden dolayı bu sayı zamanla 70 bine gerilemiş.

Ürdün’e çok daha önceden göç etmiş Filistinliler var, 13 tane Filistin kampı bulunuyor. Çok eski olan bu kamplar artık küçük şehirler gibi. Okulu olan pazarları olan sadece Filistinlerin yaşadığı bu küçük şehirlere dışarıdan alışveriş yapmak için gelenlerde oluyor. Fakat bu kamplardan 10 tanesine Ürdün ordusunun müdahale etme hakkı yok. Sebebi ise 1970 yılında çıkan Ürdün iç savaşı. Ürdün halkıyla Filistin halkının arasında geçen savaştan sonra Birleşmiş Milletler kampların bulunduğu bölgeleri Hükümetten satın alıp koruma altına almış ve cüzi bir miktar karşılığında burada yaşayan Filistinlilere kiralamış. Bu kamplarda yaşayan Filistinliler serbest bir şekilde kampların dışına çıkıp çalışma gibi birçok haklara sahipler. Ülke nüfusunun çoğunluğunu Filistinlilerin oluşturduğuda bir gerçek. Fakat buna rağmen hükümet Filistinlilere çok değer vermiyor. Mesela bir kampın içinden çok meşhur bir yol geçiyordu, bu yol Amman’ı Suriye’ye bağlıyor. Yol kenarı pazarlar kurulur ve buradan geçen herkes orada yaşayan insanların halini görür yardımlarda bulunur ve bu pazarlardan alışveriş yaparlardı. Fakat hükümet bu yolu köprü haline çevirip semtin üstünden geçirince semti görmeniz imkansız haline geldi. Semt dediğimiz bu kamp aşağı yukarı dört bin metrakere alana sahip ve yaklaşık 150 bin insan yaşıyor.



Bu semtin içinden geçtikten sonra ilk hedefimiz Jarash şehrinde bulunan Suuf kampı oldu.
1968 yılında Filistinliler tarafından kurulan bu kampın nüfusu 16 bin. Yardımda bulunacağimiz ailelerle bir medresede buluştuk. Anaokulundan 7. sınıfa kadar eğitim verilen bu medresede yaklaşık bin tane öğrenci eğitim görüyor. Yetim ve Suriyeli mülteci çocukları bu medresede ücretsiz eğitim alıyor. Durumu iyi olmayan ailelerden ise eğitim bedelinin yarısı talep ediliyor.



Ortak çalıştığımız yardım kuruluşu tarafından tespit edilen 50 yetim ailesine;
Gıda paketi, Hijyen paketi ve Battaniye yardımında bulunduk. Çocuklarıda unutmadık tabii ki.
Bu bölgede yaşayan insanlar çiftçilikle geçiniyorlar. Fabrikaların çok uzakta olması nedeniyle gençlerin meslek öğrenme ihtimali çok düşük. Gördüğümüz kadarıyla çok iyi şartlarda yaşadıkları söylenemez.
Ama az da olsa insanlara umut olmak mutlu etti bizi. Dillerini anlamasakta yüzlerindeki minnetkar bakışlarından anlıyorduk söylemek istediklerini.

Oradan ayrıldıktan sonra 31 bin nüfusa sahip olan Gaza ismiyle anılan kampdan geçtik. Arabayla geçerken birkaç kare fotoğraf çekme şansım oldu.





İlk günümüzü böylelikle bitirmiş olduk.
Ertesi sabah erken saatlerde Amman’dan yola çıktık, bir buçuk saatlik yoldan sonra kuzey’de bulunan Al Mafraq şehrine ulaştık. Burada ki hedefimiz bedensel ve zihinsel engelli okulu. Ortak çalıştığımız yardım kuruluşu tarafından kurulup bedensel ve zihinsel engelli çocuklara ücretsiz eğitim veren bu okul aynı zamanda suriyeli mülteci çocuklarada eğitim veriyor. Çocuklar bu çevredeki köylerden minibüslerle toplanıp okula getirilip yine evlerine geri götürülüyor.
Okul müdürü bize sınıfları tek tek gezdirip çocuklarla tanıştırdı ve verdikleri eğitimden bahsetti.
Yetmiş bedensel ve zihinsel engelli çocukların ziyaret ettiği bu okulda, yetmiş tanede yetim çocuk eğitim görüyor. Okul bu çevrede üçyüz yetime ve durumu iyi olmayan iki bin aileye gelen yardımlarla destek oluyor. Rahma Austria on sene önce bir minibüs bağışlamış bu okula ve iki öğretmenin maaşını karşılıyor.
Okula asıl gelme amacımız bağışlanan yardımlarla güneş enerji santralinin açılışını yapmak. Okul tamamen ücretsiz eğitim verdiği için bir gelir kaynağı yok. Sadece gelen yardımlarla ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan bu okulun en büyük sorunu elektrik ve sıcak suydu. Rahma Austria’nın sunmuş olduğu bu proje bağışlanan yardımlarla okulun en büyük problemini gidermiş oldu.
Açılışı yaptıktan sonra çocuklarla beraber öğle yemeği yiyip çok güzel vakit geçirdik. Biz onları sevdiğimiz gibi onlarda bizi çok sevdi. Daha sonra onlara küçük bir sürpriz yapıp ayakkabı hediye ettik. Ve bağışlanan yardımlarla çocukları bu okulda eğitim gören atmış aileye gıda paketi ve battaniye dağıttık.
Öğretmen ve çocuklarla vedalaşıp okuldan ayrıldık ve Amman’a geri döndük.



Son günü yine erkenden yola çıkıp suriye sınırına yakın olan üç tane suriyeli mülteci çadır kampı ziyaret ettik. Bu bölgede 42 çadır kampı bulunuyor. Kurulan çadırların arsaların sahipleri var. Bu insanlar yardım amaçlı mültecilerin arsalarda yaşamalarına izin veriyor. Bazıların bağlarda çalışıp gelir elde etme şansı oluyor.



İlk ziyaretimizi 13 ailelik bir çadır kampa yaptık ve bu ailelere nakit para yardımında bulunduk.

İkinci ziyaretimiz 35 ailelik bir çadır kampı oldu. Burada gıda paketi, battaniye ve yakıt dağıttık.
Üçüncü ziyaretimiz ise 25 ailelik bir çadır kampı oldu. Burada gıda paketi, battaniye ve yakıt dağıttık.



Öğrendiğimiz bilgilere göre bu sene mültecilere gelen yardımlar önceki senelerin sadece onda biri. Bunun sebebi ise medyanın suriyele ilgili eskisi kadar çok haber yapmaması.

Böyle değerli bir görevde yer aldığım için çok minnettarım. Teşekkür ederim.

İskender Küçükoğlu

Çalışma Saatleri

Merkez Büro Viyana
Hannovergasse 25, 1200 Wien
Pazartesi - Cuma : 09:00 - 18:00

Cumartesi : 10:00 - 16:00

Şube Büro Viyana
Sonnwendgasse 38 / Lokal 3,1100 Wien

Pazartesi - Cumartesi: 10:00 - 16:00

 

Facebook

Twitter

YouTube Kanalı

Rahma Austria YouTube kanalı:

YouTube kanalımıza abone de olabilirsiniz: